Medeniyet hayata sahip çıkanların eseri

Bir yalanı yaşıyorduk, dünyanın en paha biçilmez toplumu olduğumuzu sanırken bunun içgüdüsel bir savunma şeklinden başka bir şey olmadığını göremedik. Kendilerine çeki düzen vermeleri gereken hep başkalarıydı. Öz evlatlar da, üvey evlatlar da babalarından ne gördülerse onu yapıyorlar. Zayıflıkları ve yetersizliği ortaya çıktıkça bunu çözmek yerine sorumluluğu altındakilere dayak, küfür, işkence...Bu evlatlardan çok dayak yeyip az iltifat gören üvey evlat da, az dayak yeyip bol iltifat gören öz evlat da babasının izinde gitmeyi tek yaşam biçimi olarak gördüğü müddetçe şiddetin ve ölümün hükümranlığı sürecektir bu topraklarda. Öz evlat, dudağında alaycı bir gülümsemeyle "romantik olmayın lütfen" diyecektir, oldukça düzgün Türkçesiyle ve süründürmek için elinden geleni yapacaktır. Üvey evlat, yıllar yılı çektiği ezaların bir sonucu basacaktır küfrü. Kelimeleri içini dışına çıkarmasının hiçbir önemi yok. Bu toprakların başka evlatları da var. Babadan miras yalanların ve özgüven eksikliğinin etkisinde kalmayan, yediği dayakların travmasından, içindeki intikam duygusundan çıkması gerektiğini bilen. Medeniyeti yaşama sahip çıkanlar kurar ve geliştirir. Yalanlar ve travmalarla ölümü gözleyenler değil.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mazlumun ahı

Soğuk ve metal

Esosyallik